24 Aralık 2012 Pazartesi

#arkanızdayımAykutHoca




Geçen seneki Karabük maçından sonra başkanımız avukatları aracılığı ile bri açıklama yapmıştı :

Doğum günümü, sizlerden ve en büyük sevdam Fenerbahçe'den ayrı geçirmenin üzüntüsünü yaşarken; büyük taraftarımızın Karabükspor maçındaki kutlamalarının beni son derece mutlu ettiğini belirtmeliyim. Fenerbahçeliliğin zor ama dünyanın en güzel duygularından biri olduğunu bana bir kez daha hissettirdiniz. Büyük taraftarımız da biliyor, ben de yürekten inanıyorum ki; bu süreç geçici ( HALA DEVAM EDİYOR! )… Hepimiz yarına büyük umutlarla bakıyoruz. Adaletin yerini bulması ile inanın her zamankinden daha güçlü olacağız. Bizleri öldürmeyen, öldüremeyen ve öldüremeyecek bu acının bizleri ne kadar güçlendirdiğini bizleri nasıl birbirimize bağladığını herkese her gün yeniden gösteriyoruz.


Peki geçen seneden beri ne değişti?   sayın başkan Aziz Yıldırım'ın özgürlüğüne kavuşmuş olması dışında ...

 *Yargı süreci devam ediyor , yargıtay kararı bekleniyor.
* Başkanın  aleyhine yapılan haberler devam ediyor.
* Haksız yere verilen cezalar ( Caner, Meireles )
* Verilmeyen penaltılar devam ediyor
* Hakem hataları devam ediyor
* Sçma sapan yayın yapan spor programları devam ediyor
* Futbolun f'sinden anlamayanların atıp tutmaları devam ediyor

Peki bunlara ilave olarak ne geldi ?

Bazı Taraftarların  Fenerbahçe'yi içten yıkma planlarına dahil edilmesi...malesef..

Lütfen dikkat ...bu konu çok önemli..

Fenerbahçe'yi dıştan yıkamayanlar içten çökertmeye başladılar bknz Mehmet Baransu'nun itirafı

3 Temmuz sürecinde dimdik ayakta olan,herşeyini veren  Aykut Hoca'ya hiç hak etmediği tepkileri vererek hem de ..

Ben Alex hayranı bir taraftardım  ,Alex gittiğinde çok üzülmüş olan , taktiksel hatalarda Aykut Hoca'yı  eleştiren biriyimdir aynı zamanda...AMA   Aykut Hoca'ya ve başkana yapılanlanlardan utandım son Karabük maçında ..

Arkanızda olduğumu bilmenizi istedim Aykut Hocam,  bu takımın Uefa'yı alacağına da şampiyon olacağına da inancım aynen devam ediyor..yeter ki sizde yeniden inanın....




21 Mayıs 2012 Pazartesi

Başarılar..

Öncelikle başkanımız sayın Aziz Yıldırım ve yeni yönetim kurulu üyelerini tebrik ediyorum. Aziz Yıldırım’ın tutuklu yargılandığı bir süreçte rekor oyla yeniden başkan olabilmesi Fenerbahçe camiasının onun arkasında olduğunun en büyük kanıtı olmuştur. Benim aklıma takılan bazı soru işaretleri oldu kongre sürecinde..Nihat Özdemir’in bırakmak istediği bilinen bir noktaydı..Ali Koç’un yeni yönetimde yer almaması ise hepimiz için son dakika şoku oldu. Sosyal medyada Ali Koç’un bırakma ihtimaline karşılık ikna çabaları için Fenerbahçerli taraftarlar bir organizasyon hazırlığı içindeyken Ali Koç’un devam edeceği haberi düşmüştü basına..Belki de taraftarlar yürümesin , kararımdan dönmeyeyimim basına yansımasıydı devam haberi. Son dakika şokuyla üzüldük mü...Kendi adıma söyleyeyim üzüldüm.. Ali Koç’un yeni yönetimde olmamasının bizim için bir kayıp olduğunu düşünenlerdenim.Şahsi fikrim 3 Temmuz süreci boyunca hem tüm sorunları bilen hem de tüm yetkilerle tüm görüşmeleri yapan yöneticilerimiz başta sayın Ali Koç olmak üzere Hem sayın Nihat Özdemir hem de sayın Özaydınlı görevlerine devam etmeliydi. Başkanımız sayın Aziz Yıldırım bu ay sonunda özgürlüğüne kavuşursa sıkıntı olmayacaktır ama allah göstermesin aksi bir durumda yeni yönetimi bu aşamada zor bir süreç beklemektedir.. Ben başta sayın Nihat Özdemir ve Ali Koç ve sayın Murat Özaydınlı olmak üzere tüm ayrılan yönetim kurulu üyelerimize teşekkür etmek istiyorum , çok zor günler geçirdik, kenetlendik ve hep birlikte direndik .. İnşallah başkanımızın çıkmasıyla da güzel güneşli günler göreceğiz. Yeni dönemin Fenerbahçe’miz için büyük başarılarla geçmesi dileklerimle...

15 Mayıs 2012 Salı

Biber Gazı Oley

Maç bitti..Tahriği gördüm... Yaşadım... Ama ben Fenerbahçeliyim..Yalancıyım.. Peki.. O halde başka gözlükten bakalım.. Jop kullanmak yerine biber gazı doğru.. Zaten saldıracaktı diyerek maç bitince Fenerbahçeli ile G.Saraylının birbirini tebrik etmesine fırsat vermeden,Fatih Terimden önce içeriye tonla polisin girerek G.Saray ı çevrelemesi doğru.. O anda stadda sadece alkış var ama hadi diyelim ki bunu yuhalamak olarak duyuyorsun..Bu da doğru.. Tribüne el kol hareketi yapan bazı güvenlik görevlililerin hemen sıra değişimi ile yer değiştirmesi doğru.. Gaz doğru.. Jop doğru.. Fenerbahçeli ile polis arasında husumet yoktur lafı doğru.. Diyoruz ya o doğru bu doğru.. Maç bitince çocuklarını Fenerbahçesini alkışlatamadan kaçıran anneler babalar vardı maçtı.. Bizler merdivenden ineriz Kurbağalıdere ‘ye.. Maç bitince.. Dar da bir çıkışı vardır o merdivenlerin sonunun... Ordaki gazın anlamı ne? Maç bitti.. Terörüst,bölücü,holigan,provakatör.. Adı her neyse..Stadda değil mi? Staddan çıkana kapı çıkışlarında gaz sıkarak çıkışlarını engellemek... Bunlar da dışarda nasılsa araba yakacak.. Camları taşlayacak.. Hiç çıkartmayayım en iyisi staddan..Staddaki gazla boğayım onları demekten başka birşey ise.. Bunu açıklayın.. Yoksa tv başındaki görüntülerle ahkam kesmeyin bize.. Trt Rize de görüntü kesti,sonrası biber gazsız yaşanırken, Bizi eleştirenler Trabzona girişte atılan taşlara seyirci kalırken bırakın biber gazını,orda taş atanları dağıtmazken.. Siz ufacık çocukların ,astımlıların nefes almasını zorlaştıracak hamleyi yaparken ... İçerideki herkesi tek tek görüntüleyeceğiz derken.. Dışarı çıkanlara kim attı o biber gazını demelisiniz.. ** Fenerbahçeden nefret eden G.Saraylının en iyi G.Saraylı olduğu , G.Saraydan nefret eden Fenerbahçelinin en caka satan Fenerli olduğu dönemde Fenerbahçe stadında güvenliği sağlamakta zorluk çektik demek değildir bu davranışın amacı.. Gelmeyin stadlara bir daha demektir.. Bu kadar basit.. ** Biber gazı oley kısacası..

14 Mayıs 2012 Pazartesi

12 Mayıs'ta yaşadıklarım..

FB-GS maçında Fenerium alt tribünde Migros'a yakın kısımda maçı izliyorduk , tam önümüzdeki sırada 4 kişilik bir aile ufak bir kız çocuğu annesi babası ve anneannesi oturuyordu. Sahaya yakın kısımdaydık. Tribünlerde maçtan önce de ,maç sırasında da küfür, sahaya madde atımı v.s olmadı en azından benim gördüğüm kadarıyla. Fenerbahçe elinden gelen mücadeleyi verdi , Fatih Terim risk aldı , maç 1-0'da bitebilir şampiyon biz de olabilirdik ama olmadı. Maçın bitiş düdüğüyle beraber Galatasaraylılar haklı olarak sahanın içinde şampiyonluğu kutluyorlardı. Maç bitmiş, üzgün ama futbolcuların bu seneki mücadelesinden gurur duyan bir taraftar vardı , Migros tribünü takımı alkışlıyor 'Buraya Buraya Fenerbahçe Buraya ' diye tezahurat yapıyordu ... İşte ne olduysa o sıralarda oldu ..Sahaya giren bir taraftarı 3-4 polis dövüyor ve coplarken başka bir poliste tribünlere hareket çekiyordu..O hareket çeken polisle beraber Migros ve Fenerium Alt Lacivert Tribün gerildi ..Sahaya bir kaç tane daha giren oldu o sırada ,polis dövüyor seyirci de yavaş yavaş çığrından çıkıyordu. Staddan hemen çıkalım diye merdivenlerden çıkışa doğru yöneldik , o sırada annem aradı,iyi misiniz diye.. iyiyiz biz şimdi çıkıyoruz merak etmeyin dedik anneme. Telefonu kapatmamızla Fenerium çıkısında taraftarların hızla geri koştuğunu gördük , polis dışarıdan biber gazını sıkmıştı , gözlerimiz yanıyor , herkes öksürüyordu , ufacık çocuklar ağlıyor , aileleri onları korumaya çalışıyordu , merdivenlerde büyük bir kargaşa yaşandı.Fenerium'un stada girilen kısmında büyük bir açık alan vardır , herkes oraya geri koştu , nefes almaya çalışılıyor , gözler zaten biber gazından görmüyordu. Stada girmek yerine Telekom'a doğru olan kapıya koşmaya başladık , merdivenlerden inerken gözlerim ve boğazım yanıyordu , çatışmanın içinde gibi hissettim o an kendimi..Telekom tarafından caddeye adım atmamızla yeni bir biber gazı saldırısı , işte 2. yi yediğimde nefes almakta zorlandım , geri dönmek yerine hızlıca koşmaya başladık karşıdaki sokaklardan birine ama görmüyorduk. Ara sokakta ufak bir bakkala sığındık , herkes mağdurdu su ve ayran içmeye çalışıyordu..Biz o bakkalda kurtulmuştuk ama ya içeride kalanlar? Sormak istiyorum şimdi size ; Biz Fenerbahçe taraftarı olarak bunu yaşamaya mecbur muyuz? Geçen hafta Trabzon'da yaşanan olaylarda takım içeride mahsur kaldığında dışarıda biber gazı sıkılıp taraftar dağıtılmış mıdır? Hayır ...biz niye buna maruz bırakılıyoruz ?Fenerbahçe taraftarı terörist midir? Ufacık çocukların günahı nedir? Polis kızına ve eşine biber gazı sıksın ve baksın , sıkabilir mi? Polisin görevi toplumsal olaylarda gerginliği önlemek değil midir? Polisin görev tanımında önüne gelen yerde biber gazını sık diye bir tanım mı vardır? ** FENERBAHÇE FUTBOL TAKIMINI GÖSTERDİKLERİ MÜCADELEDEN DOLAYI TEBRİK EDİYORUM. UNUTULMASIN Kİ FENERBAHÇE BÜYÜKLÜĞÜ NE KUPA BÜYÜKLÜĞÜDÜR NE ŞAMPİYONLUK , BAŞKA BİR BÜYÜKLÜKTÜR ADI KONAMAZ!

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Bravo!

Trabzonspor Klübü başkanı maçtan önce bu maçı kaybedersek dünyanın sonu olur diyor.. Trabzonspor taraftarları maç öncesi FB otobüsünün camlarını kırıyor.. Maç başlıyor , Zokora Emre'ye uçan tekme atıyor hakem devam diyor.. Colman yerde yatan Emre'ye topu vuruyor hakem kırmızıyı veremiyor. Tribünler sürekli başta Emre ve Aziz Yıldırım olmak üzere küfür ediyor. Emre'nin Stoch'un başına isabet eden bozuk paralar, sahaya atılan davul tokmakları oyunu sürekli durduruyor.. Sahaya beyaz atlet ve donlar atılıyor. Devre arasında Sadri Şener şeref tribününden Fenerbahçe'li futbolculara ulaşmak için koridorlara iniyor. Ünal Karaman kendisini saldırmasın diye zor tutuyor.. 2. yarı da sahaya atılmaya devam eden maddeler.. Maçtan sonra Fenerbahçe'li futbolcular statta mahsur kalıyor. Beyaz Tv'ye bağlanan muhabir emniyet müdahale etmiyor , basına saldırıyorlar ve Fenerbahçe'yi bekliyorlar diyor korkuyla.. Sadri Şener her tv kanalına bağlanıp farklı! yorumlar yapıyor. Telefonu insanların suratına kapatıyor. Sadri Şener'e duyduğumuza göre yumurta atılıyor. Fenerbahçe emniyet otobüsüyle stattan ayrılıyor , FB Tv'den izlediğimiz kadarıyla takım otobüsüne ateş ediliyor.. Sonuç mu ? Fenerbahçe 3 Trabzonspor 1 ... Futbol mu ? Hayır değil Başkan mı? Böyle başkanlık yapılmaz (SS) Gerçek mi ? ^#FENERBAHÇEGOLGOLIKIKUPAGELIYOR

3 Mayıs 2012 Perşembe

Futbol Konuşmayalım

Trabzonspor - Fenerbahçe karşılaşması pazar akşamı Trabzon'da oynanacak , dün akşam Trabzon cephesinin açıklamalarını şaşkınlıkla izledim. Trabzonspor Klübü başkanı bir spor programına canlı yayına katılıyor ve diyor ki Fenerbahçe Trabzon'da yenerse dünyanın sonu olur diyor , Fenerbahçeli yöneticilere gelmesinler diyebiliyor , aynı takımın hocası Şenol Güneş mikrofonların karşısına geçiyor, Futbol konuşmak istemiyorum , Fenerbahçelilere hoşgeldin demeyin, çiçekle karşılamayın diyebiliyor.Bu ülkenin başkanları , teknik direktörleri bu şekilde maçtan önce konuşurlarsa maç içinde olacak olaylardan da Fenerbahçe futbol takımının başına geleceklerde de onlar sorumlu olmaz mı? . Sanki 10 aydır Trabzonspor başkanı tutuklu yargılanıyor , sanki geçen sene şampiyon olup Şampiyonlar Ligi hakkı elinden alınan onlar , Niang'ı , Lugano'su , Santos'u Emenike'si ayrılan onlar ? Basında hergün aleyhte yazılar yayınlanan onlar ? 9 aydır olumsuz şartlar altında mücadele eden takım onlar ? Televizyonda yanlı medyanın aleyhte yayınlar yapılan takımı onlaR? Ayıptır , günahtır , yazıktır. Ama bunun devamı ne olacak biliyor musunuz ? Gene Fenerbahçeli futbolcular motive edildiler. En güzel cevabı Pazar akşamı iyi futbolla ve galibiyetle onlar verecekler...Unutmasınlar ki tarih bu seneki takımı hep yazacak , FENERBAHÇEMİZİ hem de altın harflerle...

24 Nisan 2012 Salı

#Resultante importante

Kareografi süpermiş.. Korner atamamışız.. Sahamızdan çıkamamışız. Galatasaray'ın toplama oynama oranı 60'lardaymış.. Şanssızlarmış.. Şanslıymışız.. Cübbeli Hoca yüzündemiş.. Devre arasında Ali Yıldırım ile Fırat Aydınus kol kola imiş. Aykut Kocaman'da yanlarındaymış.. Volkan olmasaymış .. Muslera'ya sadece 2-3 kere top gelmiş.. Necati yerine Baros olsaymış.. Top Galatasaray'ı sevmemiş.. Futbolun adaleti yokmuş.. Galatasaray süper top oynamış.. Pekiİİ Fatih Terim ne demiş : Resultante İmportante .. Tebrikler Fenerbahçe..

18 Nisan 2012 Çarşamba

ŞÖLEN FALAN DEĞİL SÜPER FİNAL..

Trabzonspor maçındayız..Fenerium B tribününde oturan,kısacası kaldırdığı bayrak sonrasında yan hakeme çok yakın olan bir kısımda..Burak geliyor..Hakeme sayıyor..Hakemden tık yok... Beşiktaş maçını izliyoruz tv den...Geçin golü falan.Simao alıyor topu düzeltiyor,serbest atışı hakemin üstüne yapıyor..Hakemden tık yok.. ** Emre..Zokora.. Öpüşüp çıkıyorlar..Sonra Zokora yı görüyoruz tv de..Bana zenci dedi.. ** Bana şunu dedi diyen hakem yok.. Bu hakem üzerine top atılırsa hakem olarak kalmamalı,tribünün duyduğu küfürde orta hakemi çağıramayan yan hakem kalmamalı diyen bir MHK başkanı yok.. ** Zokora çıkınca ekrana kafamda şu kaldı.. Bu hafta Fenerbahçe galip gelirse,nasıl bitireceğiz Trabzon’da maçı 11 kişi acaba.. Zokora öpüşürken Emre ile.. Aniden ekrana çıkarsa.. Fenerbahçe farkı indirirse aniden hadi karşılıklı atılalım havası olur mu ki Trabzon’da.. Trabzon maçı 7,Fenerbahçe de 7 kişi bitirdi diye.. Herkes Eboue değil ki canım demeyin.. Fatih Terim’in olduğu yerde bunlar olmaz diye birşey vardır ülkemizde. 2-0 galip takım,Beşiktaş oyundan düşmüş,Eboue ateşli seyircinin önünde 40 saniyede taç atmayacak.. Olur mu böyle şey hiç bu ülkede.. Kadıköy’de de olmaz.. Şaka yapıyorsunuz herhalde..Hiç gördünüz mü daha önce siz hiç 2-0 dan maç 2-1 e geldi diye birşey atılsa dercesine sevinen bir yedek kulübesini daha önce.. ** Kısacası.. Başlğa bakmayın siz.. Bakın herşey pozitif..Süper final süper gidiyor. Uluç Şıkyıldız

16 Nisan 2012 Pazartesi

Süper Final'e süper başlangıç..

Bu sezon izlediğim en iyi Fenerbahçe vardı dün sahada.Takım ve taraftarlar Süper Final'de 6'da 6'ya kilitlenmiş durumda.Beşiktaş-Galatasaray maçının ertelenmesinin de pozitif etki olduğunu düşünüyorum.
Mehmet Topuz'un etkili oyunu,Baroni'nin güzel golü,asistleri ve top kapmaları,Caner'in sahada basmadık yer bırakmaması, hatta Ziegler'in bile geldiğinden beri en etkili oyunu oynaması takım oyununu etkileyen unsurlardı, Fenerbahçe takım olarak iyi oynayınca herkeste motivasyon yüksek olunca Türkiye'de her takımı yenebilecek takımdır.Futbolcularında dediği gibi Aziz Başkan için dün yapılmış olan yürüyüşte onların motivasyonunu bir kat daha arttırmıştır.
Şimdi önümüzde Arena'daki Galatasaray maçı var, iyi motivasyonla , iyi futbolla Arena'dan da galip geleceğimizi düşünüyorum,haftaya alacağımız bir galibiyet Galatasaray'ı da dağıtacak, puan farkının inmesiyle daha stres altında oynamalarına sebep olacaktır. Bekleyelim , yaşayalım , sonrasında da inşallah kutlayalım..



Not: Kareografi sırasında başından yaralanan Onur'a çok büyük geçmiş olsun , umarım bir sonraki maçta Kadıköy'de tribünde olursun Onur.

12 Nisan 2012 Perşembe

Kupa maçının ardından

Fenerbahçe - Kayserispor kupa maçında maçın iki kırılma pozisyonu vardı.Kayserispor kalecisinin kendini yerden yere attığı gereksiz zaman geçirmeleri ve Muso Sow'un bitime 20 saniye kala attığı gol. Maç zaten bana göre o golle gelmiş, şans dönmüştü.Penaltı pozisyonlarında Kujovic topun başına geldiğinde atamayacak diye geçirdim içinden , bizim tribünlere sus işareti yaptıgı pozisyon geldi o an aklıma..Kupa'da genelde şans bizden yana olmazdı bu defa oldu , hem de iyi oynamadan.Şimdi yarı finaldeyiz , Karabük - Bolu maçını benim tahminim Karabük kazanacaktır ,yarı finalde Karabük finalde de Eskişehir veya Sivas'la oynarız diye düşünüyorum.
Bir notta Semih Şentürk için . uzun zaman sonra sahalara dönmesi sevindirici, Playoff'ta ona çok ihtiyacımız olacak.

Pazar 15:00'te caddede görüşmek üzere..

9 Nisan 2012 Pazartesi

SÜPER FİNAL

Süper Final fikstürü çekildi.Benim fikrimi sorarsanız Fenerbahçe çok iyi bir kura çekmedi, Trabzon'la seyircisiz oynamak ,ilk maçıda Gs ile Arena'da değil Kadıköy'de oynamak daha iyi olabilirdi.İki yöne de gidebilir bu fikstürle durum ; diyelim ki Bjk Gs'ı yendi Fb'de Trabzon'u yenerse puan farkı bir anda 2 puana düşer .Fenerbahçe'nin Arena'da alacağı beraberlik bile son maçın Kadıköy'e kalmasına yetecektir ki Fenerbahçe son maçta Galatasaray'ı yenip şampiyon olması gerekirse ne yapar ne eder o maçı alır.
Kötü senaryo ise Gs'ın Bjk'yi yenip Arena'dan 1 puan çıkarması bile aradaki 5 puan farkı koruyacaktır, bu durumda ilerleyen haftalarda Fenerbahçe'nin hem Trabzon hem de Beşiktaş deplasmanları bulunuyor ki her ikisi de zor geçecek maçlar .
Bizim açımızdan ilk 2 hafta gerçekten çok önemli , 2 haftada 6 puan hem havayı arttırır hem de şampiyonluğun son maça kalacağının sinyalini verir .ondan sonrası güzel bir bahar akşamı caddede şampiyonluk kutlaması olur.. Nisan sonunda Aziz Başkan'da aramıza katılırsa gerisini siz düşünün..

26 Mart 2012 Pazartesi

24 Şubat 2012 Cuma

KALP KRİZİ OLAN FENERBAHÇEYİ TAKİP ETMESİN !!!


Camianın soluk alması başarı iken..
Fenerbahçe dimdik ayakta...
Hatta Silivri’den Samsun’a...Boş günü yok..
Bu halde iken bazı şeyler “olur böyle şeyler” diye geçiştirilebilirdi..
Yooo...
Samsun’da..Karabük’te eskisinden daha çok kızılıyor..
Tıpkı Manisa’da daha çok sevinildiği gibi..
**
Gelelim dün geceye..
Sürecin artık ifşası..
Fenerbahçe ancak kalbi olanlarla izlenir...
Uyuyan seyircinin uyanışı,
Son topu niye Emir kullanmıyor denilmişler geçmişte kalmışken,son topun Emir’le kullanışı..
Ama olmayışı..
Uzatmada Bogdanoviç’in durup dururken gaza basıp maçı bititmemesi ve hemen ardına faul yaparak daha da uzatması,
O anda Gist’in topu durup dururken benche yollaması,
Bu iki durum karşısında bizlerin ne oluyor ya diye ızdırap çekmesi,
Son 6 saniyede faul yapılırken,koçun kenarda ben kime söylüyorum faul yapmayın artık demesi ile geçen ömürlük son 20 saniyeyi getiren...
Eline Emir’den seken top gelince..Topu topu 2.5 saniye kalmışken ve kendisi üç sayı gerisinde boş iken saniyeden hızlı zekası ile o boşluğa rağmen kalabalığa dalan ve iki sayı ile uzatmayı getirecek atışı yaparken top daha sepete girmeden tıpkı Alex gibi oldu bu çıkmaz dercesine sevinmeye başlayan Ukiç...
Senenin en şaşaalı basketi ile tüm senenin kalp kırıklığını onarmış ve geceyi FENER le aydınlatıp FENER ALAYINA döndürmüştür..
Bu bir..
İkincisi içimizde..
Demek ki o top son 2.5 saniye içinde üç sayı gerisinde son 10 saniyelik hallerini düşündüğümüzde Bogdanoviç veya Gist’e gelse...
Üç sayı atarmışız bu da iki...
Zeki olmak yetmiyor,anında karar vermek de ayrı bir zanaat...
Bu da ne yazık ki dünyanın aradığı şey..
Bu da üç,dört falan değil..
Hep geçerli olan tek şey...
O yüzden..Daha geçen hafta bizlere futbol gösterisi olan Fenerbahçe-Sivas maçında Alex’in attığı golün güzelliğini Samsun’a attığı röveşatasının önüne koyun lütfen...
Uluç Şıkyıldız

16 Şubat 2012 Perşembe

Sivasspor maçında hedef 52.000..


Haydi Fenerbahçeli arkadaşlar , sesimizi bir kez daha duyurma fırsatı gelmiştir.Sivasspor maçı yaklaşmıştır.Bu maç Manisaspor maçından da daha önemli.Bir kez daha doldurmalıyız tribünleri , sayın Cihan Kamer'in de belirttiği gibi : Kadınlarımızın Manisaspor maçı'ndaki doluluğun tesadüfi değil, Fenerbahçemizin büyüklüğünden kaynaklandığını göstermek önemlidir.

Aziz Yıldırım ve yöneticilerimizin mahkeme süreçlerinin başladığı bu dönemde başkan ve yöneticilerimize desteğimizi bir kez daha göstermekte önemlidir.

Küfür kesinlikle edilmemelidir , bu konuya hassasiyetinizi rica edeceğim.

O zaman 52.000 taraftar Cumartesi hep bir ağızdan :

SEVDAMIZA KİMSE ENGEL OLAMAZ
BAZEN HÜZÜN VARDIR
BAZEN MUTLULUK
FENER SEVGİSİNİN ADI KONAMAZ
NE KUPA BÜYÜKLÜĞÜ NE ŞAMPİYONLUK

http://www.youtube.com/watch?v=sHD2FlvHcxE

6 Şubat 2012 Pazartesi

BİR MAÇTAN ÖTESİ..FENERBAHÇE –BEŞİKTAŞ


Fenerbahçe seyircisi geçen sene 21. Yy da ilk kez puan kaybettiği G.sarayla oynanan derbi maçından mı ders çıkardı yoksa bu senenin özelliği ile yeniden iştahlı tavra mı döndü bilinmez ama Trabzon maçından sonraki ilk büyük maçta da sergilediği iştahlı ve maça katkılı tavrı ile hem maçın içine girdi hem de eskilerden örnekler verdi.Kısacası Fenerbahçe dün ciddi ciddi seyirci desteğini arkasına aldığı maçta Gökhan’ın,Emre’nin sakatlıklarını,Alex’in maçın içine etkili girmeyişini ve tabi ki Sow’un yabancılığını seyirci etkisi ile yok etti.
Yine de kafalarda kalan soru ilk yarıdan bu yana çeşitli maçlarda ortaya çıkan hızlı oynayamama,geriye gömülme ,stresi hissetme gibi artık alışılmış hale gelen tavırların hala devam etmesi.Kafalarda Fenerbahçe hızlı oynayacaksa önliberoların hızlı olması gerekmez mi sorusuna ulaşamadı Fenerbahçe ne yazık ki.Bu yüzden Dia,Stoch,Caner gibi kavramlarla Alex’in varlığını sorgular halde.Yoksa Mehmet Topuz’un varlığı benim için bir takımda önemlidir keza herkes için Alex’in varlığı da.Önliberoların bir türlü hız konusunda bir derece üste gitmemeleri ile kafalarda istenilen Caner,Stoch,Dia üçlüsü daha sağlıklı mı olacak sorusunun yanıtını Alex ve Mehmet’i sorgulayarak almak gereksizdir bu yavaşlığı düşününce.Emre’nin bıraktığı yerde Selçuk’un varlığının da bu soruya eşit derecede dikkat demesi de düşündürücüdür.
Bir anlamda playofflarda da benzer durumların hep olacağı artık kafalarda.Fenerbahçe gol bulsa da kaçıracak,önde olsa da geri çekilecek ve belki de koparamadığı bir maçın sıkıntısını yaşayacaktır.O halde dün Fenerbahçe’yi hiç kontraataktan gol atarken hatırlıyor musun sorusunun asıl soruluş şekli Fenerbahçe’nin %55-60 arası topa sahip olduğu dönemde hızlı oynuyor mu sorusuna çevrilmesi Fenerbahçe’nin ilacı olacaktır.Umarız bunun yanıtı için çaba gösterilir takvimler Mart’ı bulmadan.Yoksa Semih,Bienvenu,Sow,Guiza,Niang..Hepsi sadece birbirleri ile karşı karşıya gelirler kıyasta.
Ve Fenerbahçe Nisan’a Mayıs’a yol alırken biraz daha Serdar,biraz daha Mehmet,dinlenme sonrasında biraz daha Gökhan demek zorunda.
Yine de derbi sonucundan çok çok soru işareti bırakan iç saha maçlarının tek tek kayıpsız atlatılması önemli idi.Bu atlatıldı.Böyle olunca dışarıda bazen çok üzüntü veren sonuçlar seneye özel durumun da etkisi ile çok kolay atlatılıyor.Bu da Fenerbahçe nin kazancı.
Avrupa’ya gidemeyişin aslında gönderilmeyiş olmasının daha bir isyankarlığa dönüşü kolaylaştırdığı taraftar açısından bir derbi de 14 Şubat’ta.Fenerbahçe ordan da istediği havayı yakalayıp çıkarsa kimsenin unutamayacağı bir üç ay geçirecektir ki,Kadıköy’e bahar zaten şampiyonluk dönemlerinde başka gelirdi...Bu sefer ki çok daha başka olur.

Uluç Şıkyıldız

25 Ocak 2012 Çarşamba

Platini'ye mektup..

Başkanımız Aziz Yıldırım'ın Platini'ye avukatları aracalığıyla gönderdiği mektup şöyle: ( Kaynak Fenerbahce.org)

"Sayın Michel PLATINI
UEFA Başkanı

Fenerbahçe Futbol takımının taraf olduğu davada, tarafımızca henüz cevap hakkımız kullanılmadan sadece bir yığın iddiadan ibaret "İddianame" nin "tek ve kesin delil" olarak kullanılmak üzere size ve CAS mahkemesindeki dosyaya sunulduğunu öğrenmiş bulunmaktayım.

Gerek Uluslararası sözleşmeler ve Gerekse Uluslararası Ceza Hukuku Evrensel Normları açısından "İddianame" hiçbir zaman " Yeterli ve Kesin Delil" olarak addedilemez. Burada yazılanlar ve öne sürülenler yalnızca birer iddiadan ibarettir. Bu iddialar yığını, maalesef ülkemizde geçerli olan ancak çağdaş Avrupa hukuku tarafından asla kabul görmeyen "Özel Yetkili" olarak adlandırılan "Kişi ve Kurumlar" tarafından hazırlanmıştır. Dolayısıyla, Kurumunuzun bu belgeyi dosyaya sunmadan önce ilk olarak göz önüne alması gereken husus; bu iddianamenin UEFA’ya üye ülkeler tarafından bugüne kadar her platformda eleştirilen "Özel Yetkili Savcı ve Mahkemeler" ile Spor Hukuku alanında hiçbir uzmanlığı bulunmayan "Emniyet birimleri" tarafından düzenlenmiş olduğu hususudur.

Sonuç olarak UEFA gibi saygın ve çağdaş hukuk anlayışını kabul eden ve uygulayan bir kurumun; delil olarak, bu ilke ve prensiplere tamamen karşı usullerle tanzim edilen bu "iddia yığınını"nın sahiplenilmesinin doğuracağı sorumluluk, tamamen tarafınıza ait olacaktır.

Bununla birlikte, bu iddialar yığını sebebiyle, Fenerbahçe Başkanı olarak ben ve Yönetici arkadaşlarım, 7 aydır tutuklu olarak yargılanmaktayız. Ancak bizler için aslolan Fenerbahçe’nin menfaatleri ve bekasıdır.


Bu nedenle, henüz iddianameye karşı beyan ve savunmalarımız alınmadan yaratılmaya çalışılan infialin UEFA nezdinde de yaşanmasını önlemek kulüp başkanı olarak benim birinci görevimdir. Gerek hukuk anlayışım, ve gerekse yargı sürecine olan saygım nedeniyle duruşma tarihi olan 14 Şubat 2012 tarihine kadar savunmalarımı açıklamam hukuken mümkün değildir. Ancak tek taraflı olarak düzenlenen ve futbolun gerçekliklerinden tamamen uzak olan iddianamenin şimdilik bazı bölümlerini sizlerle paylaşmak mecburiyeti ortaya çıkmıştır.

Zira "Tek ve Kesin Delil" olarak size de ulaştırılan ve CAS’taki dosyaya giren bu belgenin tüm hukuki sorumluluğunu üstlenmiş olduğunuzu varsayarak aşağıda yer alan hususların tarafınızca cevaplandırılmasını talep etmekteyim.

1-UEFA’nın elinde Özel Yetkili Savcı imzasıyla düzenlenmiş kaç adet iddianame bulunmaktadır? 02.11.2011 ve 02.12.2011 tarihlerinde düzenlenen iki farklı tarihli iki iddianame de UEFA’da mevcut mudur? Özellikle 02.12.2011 tarihli iddianame tarihi üzerinde neden ve niçin elle düzeltme yapılma ihtiyacı hissedilmiştir?

Bu iki iddianame arasındaki fark, 20.11.2011 tarihinde gözaltına alınan TFF Başkanvekili Göksel GÜMÜŞDAĞ’ın ifadesinin alınması gerekliliğinden mi kaynaklanmaktadır? Bu kişi kimdir? Siyasi bir kimliği var mıdır? Neden bu kişi soruşturmanın sonunda ve hatta ilk iddianamenin tanzim tarihinden sonra gözaltına alınarak iddianameye dahil edilmek istenmiş ve bu yüzden iddianame üzerinde elle düzeltme yapılmaktan çekinilmemiştir? (Ek 1 No’lu Belge)

UEFA nezdinde ve UEFA’ya üye hangi ülkede, üzerinde ve içeriğinde tahrifat olan bu tip bir belgeye itibar edilir? Böylesi bir belge yüzünden Kulüplerin hakları nasıl olur da elinden alınabilir? Neye dayanarak Başkan ve Yöneticileri 7 ay tutuklu kalır?


2-Delil olarak kabul ettiğiniz söz konusu belgede, çok çarpıcı "Hukuki Maddi Hatalar" olduğunun farkında mısınız? Örneğin Milli Takımlar Altyapı sorumlusu Ersun YANAL’ın yardımcısı Seyit İbrahim KALENDER, Karabükspor Yöneticisi Seyit İÇGÜL ile karıştırılıp, Karabük maçında şike yapıldığı iddia edilmiş ve kendisinin telefonları dinlemeye alınmıştır. Yine benzer şekilde Fenerbahçe Spor Kulübü İdari Menajeri Hasan ÇETİNKAYA’yı İsveç’te yaşayan menajer Hasan ÇETİNKAYA zannederek aylarca dinleyen ve başka kişiler dinlenerek Fenerbahçe – Ankaragücü maçında şike yapıldığı iddia edilen bu iddialar yığını, sizce hala kesin delil olarak kabul edilebilir mi? Ya da çağdaş hukuk normlarının geçerli olduğu hangi ülkede bir başkasının konuşmaları nedeniyle farklı kişi ya da kurumlar sorumlu tutulabilir? Siz, UEFA olarak bu şekilde bir delili kabul eder misiniz?(Ek 2 No’lu Belge)

3-"Transfer Şikesi" adı altında Uluslararası Spor Hukukunda düzenlenen bir ihlal ya da suç tipi var mıdır? Kesin delil olarak dosyaya sunulan iddia yığınında Fenerbahçe’nin Karabükspor ve Eskişehirspor maçlarında, "Transfer Şikesi" suçlamasıyla karşı karşıya olması evrensel spor hukuku normlarına uygun mudur ? Profosyonel Futbol Transfer Talimatı’nın 19.Maddesine göre "Oyuncunun bağlı olduğu kulübün rızası" transfer için tek yasal gerekliliktir. Buna karşın futbolcuların bağlı olduğu Kulüp Başkanlarının açık onayı dosyada mevcut iken Fenerbahçe Kulübü ve bizlerin transfer şikesi yaptığımız iddiaları sizlerce de kabul görmekte midir? Üstelik transferin karşı tarafı olan kulüp başkanı ve yöneticiler iddianamede sanık dahi değil iken bizler neden 7 aydır tutuklu durumdayız?
Bu hangi hukuk anlayışına girmektedir? (Ek 3 No’lu Belge)

4-Dinleme kararlarına esas teşkil eden ve bu soruşturmanın başlamasına gerekçe gösterilen konuşma tapeleri, tarafınızca suç unsuru içermekte midir? Örneğin şahsıma ait ekte sunduğum ve savcılıkça "Hakkımda dinlenme kararına gerekçe gösterilen bu tapelerde" suça konu konuşmalar nelerdir?

Eğer iddia makamı ile aynı kanaatte değil iseniz en başından hukuka aykırı bu operasyonun gayrı meşru ürünü olan bu iddianame sizler için halen kesin delil teşkil edebilmekte midir? (Ek 4 No’lu Belge)

5-Şike yapıldığı iddia edilen maçların suç isnatlarında kullanılan "Konuşma Tapeleri" aynı iddianamede birden fazla suç isnadında kullanılabilir mi ? Yada aynı tape birkaç maçın birden suç delili olabilir mi? Bu ağır hukuk ihlali çok etkin size kesin delil olarak sunulan dosyanın saygınlığını gölgelemez mi ?

6-Spor hukukuna göre anlaşma sağladığımız iddia edilen Eskişehirspor-Fenerbahçe maçı ile ilgili 7-8 oyuncunun ifadesine dahi başvurulmadan tarafımıza suç isnadı yapılması mümkün müdür? Ya da "oyuncularla hiçbir irtibat kurulamamasına rağmen" şeklindeki hukuki sonuca karşın, yine de maçta şike yapıldığı (Bursa-İBB) iddialarını içeren iddianame halen "Tek ve Kesin" deliliniz mahiyetinde midir? (Ek 5 No’lu Belge)

7-Sizlerin en yetkin ve hassas olduğu konu olan "Müsabakada Şike Eylemleri"ne konu iddiaya esas teşkil eden Fenerbahçe’nin tüm maç görüntüleri izlendiğinde, Fransız Takımı Olympigue Lyonnais’in 7-1’lik galibiyeti ile sonuçlanan müsabakayla bu maçlar arasında benzerlikler var mıdır? (Ek 6 No’lu Belge)

8-Kesin ve Tek deliliniz olan bu iddianameyi düzenleyenlerin, operasyonun başında "19 maçta kesin şike olduğunu" ve "Son 5 maçın sonucunu" bildiklerini söylemeleri ve ancak savunmalar dahi alınmadan bu tespitlerinden vazgeçmeleri, size delil olarak sunulan bu belgenin ciddiyetine gölge düşürmez mi ?

9-UEFA Başkanı Sayın Platini’ye 2007 Ağustos ayında hem de Fenerbahçe’nin şampiyon olduğu sezon, tarafımdan bizzat verilen ve Türkiye’deki futbolla ilgili şike, teşvik ve hakem olaylarını anlatan iki adet dosyanın akıbeti nedir ve bu dosya ile ilgili olarak ne gibi işlemler yapılmıştır? Ve bu işlemlerin sonuçlarından Fenerbahçe Spor Kulübü neden haberdar edilmemiştir ?

10- Futbolun yönetici ve idarecisi durumunda bulunan ancak kendisine üye kulüplerini savunamayan, Spor Hukukunu Adli yargıya terk eden, üyelerini başka federasyonlara şikayet etmekten çekinmeyen, savunmalarımız dahi alınmadan iddialar yığınını UEFA’ ya gönderen bir Federasyon ve Federasyon Başkanı sizce görevini layıkıyla yerine getirmiş kişi ve kurumlar olarak nitelendirilebilir mi?

Tek başına istifa kararı dahi alamayıp, Türkiye’nin en büyük Kulüp Başkanına "Kişiler" diyerek basın aracılığıyla cevap veren bu şahıslar, UEFA bünyesinde görev alabilirler mi? Müfettiş Cornu’ ya yarım gün içinde Fenerbahçe’nin eylemlerini ve şike dosyasını anlatan İlhan HELVACI’nın, aynı zamanda UEFA’da üstelikte başmüfettiş Cornu’nun alt kadrosunda görevli olduğu öte yandan aynı Helvacı’nın Sayın Cornu’nun CAS’a sunduğu raporun da "yalan" olduğunu söylediği düşünüldüğünde bu normal karşılanabilir mi?

Sayın Makamınızdan, şimdilik yanıtlanmasını istediğim hususlar bunlardır. Yukarıdaki soruların ışığında umudum, UEFA’nın iddianame dışında dosyaya koyabileceği başka bir delilinin olduğudur. Çünkü bu iddialar yığını hukuki gerçekler ve her tür hukuk normlarından tamamen uzaktır.

Unutulmamalıdır ki, bizim için Fenerbahçe’nin ve TFF’nin ve hatta Türk Yargısının her prensibi, her kararı, her tasarrufu hiçbir müdahaleye konu yapılamayacak kadar kutsaldır. Ve şikâyete konu dahi olamaz.
Ancak Fenerbahçe Kulübü’ne yöneltilen haksız, yanlı ve belli bir amaca yönelik, her türlü tasarruf, tarafımızdan hak ettiği cevabı hiçbir kurum ve kişi gözetilmeksizin alacaktır. Bilinmelidir ki, mücadelemiz şike eylemlerinin cezalandırılmasını önlemek değil, tarafımıza yapılmaya çalışılan hukuk şikesini ortaya çıkarmaktır.

Bu nedenlerle; bu mektubumu, son kamuoyu açıklamamla birlikte bilgilerinize sunarım.
Saygılarımla,

Aziz Yıldırım
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı"

EKLER

Ek-1

İddianame 1: (Mahkemenin word formatında verdiği)

c- 6222 Sayılı Yasanın 11/7.maddesi uyarınca ("Suçun spor kulüplerinin veya sair bir tüzel kişinin yararına işlenmesi halinde, ayrıca bunlara, şike veya teşvik pirimi miktarı kadar idari para cezası verilir. Ancak, verilecek idari para cezasının miktarı 100.000 TL den az olamaz.")ilgili spor kulüpleri hakkında yasal gereğinin takdir ve ifası için,İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kabahatler Bürosuna GÖNDERİLMESİNE,

Karar verilmesi kamu adına iddia ve talep olunur. 02/11/2011

MEHMET BERK
İstanbul Cumhuriyet Savcısı 38203

İddianame 2: (Mahkemenin jpg formatında verdiği)

Ek-2

İDDİANAMEDEKİ HASAN ÇETİNKAYA BİLMECESİ

1. İddianamenin 9 ncu sayfasında, Hasan Çetinkaya 49 no.lı şüphelidir. Adresi, "Gaziantep Spor Klubü Tesisleri" olarak gösterilmiştir. Bu Hasan Çetinkaya, aslında Fenerbahçe SK idari menajeri olup, zamanında Gaziantep SK Genel Menajerlik görevini yapmış Hasan Çetinkaya’dır. İddianameyi kabul eden Özel Yetkili İstanbul 16 Ağ.Cz.Mah. tarafından, hazırlıkta ifadesi İstanbul’da alındığı halde –herhalde google yanılması- ifadesinin tespiti için Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesine tensip tutanağı ile talimat yazılmıştır.

2. İddianamenin 391 nci sayfasında; bu sefer 36 no.lı şüpheli olarak Fenerbahçe SK İdari Menajeri Hasan Çetinkaya hakkında ceza talep edilmiştir. Hazırlıkta ifadesi alınan da bu kişidir. Ancak, 16 Ağ.Cz.Mah. tarafından, kendisi 14 Şubat 2012 tarihli duruşmaya çağrılmamış, Gaziantep’e giderek oradaki Ağır Ceza Mahkemesine ifade vermesi istenmiştir.

3. Sporcu menajeri olan İsveç doğumlu Hasan Çetinkaya’da "ikinci" kişidir. Doğan Ercan isimli şüphelinin arkadaşı/ortağı olan bu Hasan Çetinkaya da, Fenerbahçe SK idari menajeri olan Hasan Çetinkaya yerine dinlenmiş ve iddianameye bu tapeler de diğer Hasan Çetinkaya aleyhine delil olarak konulmuştur. Bu tapelerin orijinal kayıtları da mevcuttur. Üstelik sunduğumuz bu tapeler, hazırlık ifadesi sırasında Fenerbahçe SK idari menajerine sorulmuş, kendisi Doğan Ercan’ı tanımadığını, bu tapelerdeki Hasan Çetinkaya’nın kendisi olmadığını da beyan etmiştir.

Özetle,
Fenerbahçe SK idari menajeri Hasan Çetinkaya dinlenmek istenmiş, bunun yerine İsveç’te yaşayan menajer Hasan Çetinkaya dinlenmiş,
Dinlenen Hasan Çetinkaya’nın bu tapeleri diğer Hasan Çetinkaya aleyhine delil olarak iddianameye konulmuş,
Bu ifadelerle Fenerbahçe SK menajeri Hasan Çetinkaya suçlanmış,
Olay tarihinde Fenerbahçe SK de idari menajer olan Hasan Çetinkaya hakkında iddianame açılmış, ancak kendisi mahkemeye sorguya çağrılmamış ve Gaziantep’e giderek ifade vermesi istenmiştir.
Netice: Hangi Hasan Çetinkaya sanıktır? Mahkemeye hangisi katılacaktır? Bir kişinin telefon görüşmeleri ile diğer kişi nasıl suçlanmaktadır? Bu ne biçim soruşturmadır? "nokta"

Ek-3

"EYLEMİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Soruşturma kapsamında yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; 08.05.2011 günü Karabük’te oynanan Karabük – Fenerbahçe futbol müsabakasında, Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütü tarafından,Karabük Spor futbolcusu Emmanuel Emenike ile; şüpheliler Mehmet Şekip Mosturoğlu ve Sami Dinç aracılığıyla, menajeri Erdem Konyar üzerinden; sezon sonunda Fenerbahçe’ye transferi vaat edilerek şike amaçlı anlaşıldığı, futbolcunun maçta sakatlığını bahane ederek oynamadığı, sezon sonunda Fenerbahçe’ye transfer edildiği, ayrıca Karabük Spor camiasında etkin olan TFF çalışanı Seyit İbrahim Kalender üzerinden de şike faaliyetlerinin yürütüldüğü, bu şahsın Karabük Spor’da bazı futbolculara ulaşarak (şahsın irtibat kurduğu bu futbolcular belirlenememiştir.) kendileriyle şike amaçlı görüştüğü, Aziz Yıldırım’ın talimatları doğrultusunda hareket eden şüpheliler Alaeddin Yıldırım ve Tamer Yelkovan’ın da bu eyleme iştirak ettikleri belirlenmiştir."

"EYLEMİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Soruşturma kapsamında yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; 09.04.2011 günü Eskişehir’de oynanan Eskişehirspor– Fenerbahçespor futbol müsabakasında, Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütü tarafından,Eskişehir Spor futbolcusu Ümit Karan ile; maçta kötü oynaması, karşılığında para alması ve bazı takım arkadaşlarını (Ümit Karan’ın irtibat kurduğu bu futbolcular belirlenememiştir.) bu amaçla organize etmesi için şike amaçlı anlaşma yapıldığı, ayrıca Eskişehir Spor teknik direktörü Bülent Uygun’la da şike anlaşmasına varıldığı, Aziz Yıldırım’ın talimatları doğrultusunda hareket eden şüpheliler İlhan Yüksel Ekşioğlu, Ali Kıratlı, Tamer Yelkovan, Halil Köntek ve Alaeddin Yıldırım’ın müsabaka öncesirakip takım teknik adamlarına ve futbolcularına TFF’den avans olarak aldıkları parayı vererek şike faaliyeti yürüttükleri, bu şike faaliyetlerinin yanısıra örgütün bir diğer koldan Mehmet Şekip Mosturoğlu ve Sami Dinç üzerinden de; Eskişehir sporlu futbolcu Sezer Öztürk’e maç öncesi şike amaçlı transfer teklifinde bulunduğu, ancak futbolcunun müsabaka öncesi transfer görüşmeleri yapmayı kabul etmemesi nedeniyle bu girişimin amacına ulaşmadığı, belirlenmiştir. (Yapılan iletişim tespitlerinde ve fiziki takiplerde bu şüphelilerle irtibatları belirlenen; Zafer Demiray, Mustafa Efe, Mustafa Nurtaç Anlı, Muhammet Şenyüz ve Mehmet Levent Kızıl hakkında ek takipsizlik kararı verilmiş, şüphelilerden Şükrü Ongan, Muhammet Şenyüz ve Sezer Öztürk’ün bu eyleme katılmadıkları kanaatine varılmıştır.)"

Ek-4

"AZİZ YILDIRIM LİDERLİĞİNDEKİ SUÇ ÖRGÜTÜ

GİRİŞ

Olgun Peker liderliğindeki suç örgütüne yönelik teknik takiplerde; Olgun Peker’in Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener ile yakın ilişki içerisinde olduğunun, bir dönem başkanlığını yaptığı Giresun Spor Kulübü hakkında transfer yasağı bulunması nedeniyle bu yasağın kaldırılması için Mahmut Özgener aracılığıyla bazı girişimlerde bulunduğunun görülmesi üzerine Mahmut Özgener de soruşturmaya dahil edilmiş, Mahmut Özgener’e yönelik iletişim tespitlerinde, Aziz Yıldırım’la; şüphe çeken bazı görüşmelerinin olduğu, aracılar üzerinden görüşüp buluştukları, Aziz Yıldırım’ın; Fenerbahçe futbol takımının oynayacağı müsabakalarda görev alacak hakemlerin Fenerbahçe aleyhine karar vermemesi için girişimlerde bulunduğu, bazı müsabakalar için hakem ayarlaması yapmaya çalıştığı, Mahmut Özgener’in bu işler karşılığında futbol camiası içerisinde etkin konumda bulunan Aziz Yıldırım’ın desteğini almayı hedeflediği, Aziz Yıldırım’dan gelen her türlü talebe olumlu cevap vermeye çalıştığı görülmüş, ardından Aziz Yıldırım hakkında da örgütsel ilişkilerinin tespiti ve ortaya çıkarılması için 17.02.2011 günü adli çalışmalara başlanmıştır. "

Ek-5

EYLEMİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Sonuç olarak; Aziz Yıldırım’ın talimatlarıyla hareket eden İlhan Yüksel Ekşioğlu’nun, Ali Kıratlı üzerinden; İbrahim Akın ve İskender Alın gibi bazı İ.B.B.Sporlu futbolcuların gayrıresmi menajerliğini yapan Yusuf Turanlı ile 06.03.2011 günü oynanan Bursaspor- İ.B.B.Spor müsabakası öncesinde; teşvik pirimi verilmesi amaçlı anlaşma yaptığı, teşvike konu 60.000 TL paranın İlhan Ekşioğlu’nun talimatıyla Halil Köntek aracılığıyla Ali Kıratlı’ya, bu şahıs tarafından da Yusuf Turanlı’ya maç sonrası teslim edildiği, ( Her ne kadar yapılan iletişim tespitlerinde ve telefon detay döküm analizi – baz istasyonu çalışmalarında; İbrahim Akın, İskender Alın, Zeki Korkmaz, Metin Depe ve Can Arat isimli İ.B.B.Spor’lu futbolcular ve İ.B.B.’nin eski futbolcusu Necati Ateş’le; teşvik primi verilmesi amaçlı irtibat kurulup görüşüldüğüne dair bazı deliller elde edilmiş ise de; bu futbolcularla anlaşıldığına, futbolcuların anılan maçtan dolayı teşvik primi alarak menfaat temin ettiklerine dair somut delil elde edilemediğinden haklarında sevk maddesi tanzim edilmemiştir.),Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün teşvik primi vererek 06.03.2011 günü oynanan Bursaspor-İ.B.Belediyespor müsabakasında; Bursaspor’la ilgili hedefledikleri sonuca ulaştıkları belirlenmiştir.

Ek 6

UEFA Şampiyonlar Ligi Olimpik Lyon’un Dinamo Zagreb’i 7-1 yendiği Şampiyonlar Ligi maçıyla ilgili Fransız bahis otoritesi soruşturma açıyor
Çarşamba günü Şampiyonlar Ligi maçında , Maksimir Stadı'ndaki olağanüstü galibiyet internet bahis gözlemcilerinin dikkatini çekti.
Aralık 8, 2011 8:48:00
Yazan Stefan Coerts
The French regulatory authority for online games, ARJEL, has opened an investigation into Olympique Lyonnais’ 7-1 Champions League Group D win over Dinamo Zagreb in the Croatian capital on Wednesday.

Lyon needed a big win to keep alive its chances of progressing to the knockout stages of the Champions League, while the club also required Real Madrid to beat Ajax in the other Group D game. Seven goals in the final 50 minutes of the game proved to be enough for the Ligue 1 giant to swing the final standings in its favor and qualify as group runner-up.

Nevertheless, suspicion arose shortly after the final whistle about the way Dinamo collapsed after the interval, and ARJEL has now opted to open aninvestigation.

"We are currently verifying a number of things. This is a common procedure in the case of a remarkable result," an ARJEL spokesman said to AFP.

Zagreb defender Domagoj Vida came under scrutiny in the aftermath of the game as he winked at Lyon striker Bafetimbi Gomis after the latter had found the net and offered him a big smile, despite his side losing heavily.

Meanwhile, Dinamo Zagreb has decided to part company with head coach Krunoslav Jurcic with immediate effect following Wednesday’s loss."

17 Ocak 2012 Salı

'Rahat Uyu Lefter Çubuklu bize emanet'- Manisa 1 FB 2


Lefter’in çubuklu formasıyla çıktı sahaya Fenerbahçe
‘ Çubuklu bize emanet ‘ pankartı vardı ellerinde
Duygusal bir haftaydı ..
Lefter için kazanmak istiyordu takım..
Son dönemde gördüğüm en iyi futbolu oynadılar , galibiyeti hak ettiler..
Caner ve Stoch extra iyiydiler ..
Ama tüm takım hırslıydı , kazanma arzusundaydı..
Zor günler geçiriyor bu sezon takım..
Lugano , Niang , Emenike , Santos takımdan ayrılanlar..
Puan farkı 4 ; düşünsenize bir de forvette Niang Emenike olsaydı..
Defansta Lugano , Solbekte Santos oynasaydı..
Sanırım puan farkı şu an +10 olmuştu..
17 maç değil 34 maç kimse yenemezdi işte o zaman..
Ben inanıyorum bu takıma, Aykut Hoca’ya...
Ligi gene en iyi yerde bitirecek bu takım ; bunca eksiğe rağmen..
Teşekkürler çocuklar..Teşekkürler Aykut Hoca...
Rahat uyu Lefter ..Çubuklu bize emanet..

16 Ocak 2012 Pazartesi

LEFTER 'BÜYÜK KAPTAN'


Mekanın Cennet olsun büyük Kaptan.Seni hiç unutmayacağız.

*****

22 Aralık 1925'te, Rum bir balıkçıyla Türk bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Futbola Büyükada'da başladı. Taksim Spor Kulübü'nde yetişti. Taksim Kulübü yöneticileri kendisine lisans çıkartabilmek için 1941'de mahkeme kararıyla yaşını büyüttüler. Ancak bu sayede takımda oynayabildi. 2 yıl Taksim takımında yer aldı..1947'de askerlik sonrası Fenerbahçe kulübüne girdi. 1964'e kadar Fenerbahçe forması altında top koşturdu. İstanbul Ligi 1953-54 sezonunda gol kralı oldu. Bu süre içinde 1 yıl İtalya'nın Fiorentina ve 1 yıl da Fransa'nın Nice takımında oynadı. Yurtdışında da başarılı futboluyla ün yaptı. Türk futbolunun efsaneleşen isimlerinden biri olarak tanındı. Golcülüğünden ötürü Ver Lefter'e, yaz deftere! sloganı onun için çıktı.

Futbol yaşamında toplam 50 kez milli formayı giydi Fenerbahçe forması altında 615 maç oynadı, 423 gol attı.

13 Ocak 2012 Cuma

İTİRAZ EDİYORUM

Fenerbahçe'nin ligin ilk yarısından bugüne dek haftasonu sadece 5 maç oynamasına buna karşılık tüm diğer takımlarda bu rakamın yaklaşık 10 maç ve üzeri olmasına itiraz ediyorum. Fenerbahçe Pazartesi oynasın, Pazartesi oynasın,Pazartesi oynasın kimse de ses çıkarmasın.Haftaiçi işyerinden geç çıkan ve bu sebeple de maçlara gidemeyen arkadaşlarım var.
Niye hep Fenerbahçe taraftarı zor durumda bırakılıyor ?
İlk devrede tutarsızlık zaten vardı ligin 2. devresinde de malesef devam ediyor 3. hafta oynanacak bakıyorsunuz tabloya :
4 Ocak Orduspor - Fenerbahçe Çarşamba
9 Ocak Fenerbahçe -Gaziantep Pazartesi
16 Ocak Manisaspor - Fenerbahçe Pazartesi

İtiraz ediyorum..